Bir amaç için sava?mak
Alon Ben-Meir –9 Ekim, 2009
Afganistan’daki savaşın mümkün olan en başarılı şekilde yönetilmesi için Amerikan Başkanı Barack Obama’nın ulusal güvelik ekibi ile meclis ve senato liderleri arasında görüşmelerin sürdürülmesi gerekmektedir. Ancak bu görüşmelere rehberlik etmesi ve ilgili tüm taraflar için örnek teşkil etmesi gereken şey hedefin tamamen anlaşılması ve görevin ana hatlarının açıkça ifade edilmesidir. Başkan Obama özellikle direniş ve terörle mücadele ile Afgan ulusunun yeniden inşasına ilişkin çabalara katkı amacıyla ek kuvvet gönderilmesini düşündüğü bir sırada bu gayretlerden amacının ne olduğunu samimi bir şekilde açıklamalıdır. ABD Afganistan’da Taliban’ı def etmek mi istiyor yoksa bir terör örgütü olan El Kaide’yi yok etmek ve Taliban ile bir çalışma biçimi belirlemek mi istiyor? Hedef ancak ve ancak Beyaz Saray, Dış İşleri Bakanlığı, Pentagon ve Amerikan Kongresi tarafında tamamen anlaşıldığında Başkan Obama genel bir savaş stratejisi belirleyebilir, başarılı bir sefer için gerekli kaynakları bir araya toplayabilir.
Afganistan’da olumlu sonuç yakalama süreci kadar kritik olan bir diğer şey de her iki tarafın küçük siyasi kazanımlar peşindeki ideologlarının Amerikan ulusal güvenlik çıkarlarından taviz veriyor olmalarıdır. Amerikan askeri stratejisinin medyada partizan konuşmalar olarak değerlendirilmesi ve siyasi figürler tarafından bunların teşvik edilmesi derinliğine analiz edilmelidir. Cumhuriyetçi senatörlerin ve milletvekillerinin her birinin General Stanley McChrystal’in talebi üzerine ek kuvvetlerin nasıl ve tam olarak hangi amaçla konuşlandırılacağını bilmeden anında bölgeye sevkini istemesi bir tesadüf müdür? Ve her Demokrat senatör – ki buna Başkan Yardımcısı Joe Biden da dâhil – savaşın hedefinin ne olduğu konusunda uzlaşıya ulaşılmadan asker konuşlandırılması fikrini reddetmektedir. Bununla birlikte bir tek şey çok açık: Taliban’ın 2001’de alaşağı edilmesinden sonra Afganistan’da savaşma gereği üzerinde pek durulmadı çünkü ABD o sıralarda Irak’ta savaşa girilmesi seçeneğine daha fazla yoğunlaşmıştı. Bu ihmal sonucunda Taliban ve El Kaide yeniden toparlanıp militanlarını seferber ederek Pakistan’da aşiret bölgelerine yerleştiler ve ABD’yi aslında birkaç yıl önce sona ermesi beklenen yeni bir savaşa zorladılar. Şimdilerde dikkatler yeniden Afganistan’a yöneltilirken bu kez belli bir çıkış stratejisiyle gerçekçi ve başarılabilir hedefler belirlenmesi şart. Şüphesiz bu savaş tehlikeli ve karmaşık. Dolayısıyla binlerce insanın yaşamını gereksiz riske atmaktan kaçınmak için seçenekler üzerinde uzun uzadıya durulması gerekiyor.
Başkan Obama bu büyüklükte ve tehlikeli bir savaşı yürütebilmek için Amerika’nın en iyi stratejisinin hangisi olduğunu en iyi bilen yelpazenin bütün renkleri ile fikir alışverişinde bulunmakla doğru bir iş yapıyor. Obama kazara da olsa binlerce değilse bile yüzlerce Amerikalının hayatına mal olabilecek bir karar için acele etmemeli. Ayrıca, bunun sadece Amerikalının savaşı olmadığını aynı derecede vurgulamak da önemli. Son tahlilde Afgan halkı ve hükümeti – aynı şey Pakistan için de söylenebilir – vatandaşları korkutmak ve hükümetlerin olduğu kadar Amerikalıların ve müttefik çabaların da altını oymak üzere harekete geçmiş olan içerideki direnişçiler ve terörist gruplarla nasıl mücadele edebileceklerini öğrenmelidir.
Ek kuvvetlerin savaşı tırmandırabilecekleri anlaşılınca Irak şiddetli bir gerilime sahne oldu. Sonra Irak’ta askeri ve iç güvenlik güçlerinin inşası ABD’nin çekilme takvimi belirlemesini sağlayacak düzeyde başarıya ulaştı. ABD Iraklı direnişleri siyasi sürece müdahil olmaları konusunda ikna edebildi. Ama Taliban’la durum böyle değil ve mevcut politika ile bunun değişmesi ihtimali çok zayıf. Afganistan’daki savaş Irak’takinden daha uzun sürüyor ve bununla ilgili bir çıkış stratejinin yakınından bile geçmiyoruz.
Bu nedenle ABD, Afgan halkının ve kendi halkının güvenliği için hayati önemi haiz bir takım kilit konulara yoğunlaşmalıdır. Bunlardan ilki terörle mücadele stratejisidir ve bölgedeki bütün sivil ve askeri çabaları doğrudan etkilemektedir. Bugüne kadar Obama yönetiminin terörle mücadele stratejisi El Kaide’ye verdirdiği önemli kayıplarla ve örgütü yıllardır en zayıf duruma düşürerek müthiş bir başarıya ulaşmıştır. Taliban yöreye özgü, yerel olduğundan ortadan kaldırılma ihtimali pek gerçekçi değil. Uzun vadede Taliban’la mücadele edebilmek için ABD, siyasi sürece katılmayı ve ideolojik mücadeleyi bırakmayı düşünmeyen çoğunluğu cezbedebilecek bir strateji geliştirmelidir.
Bu stratejinin ikinci basamağı Afgan halkının toplumsal düzeyde yeniden yapılandırılması ve canlandırılmasına odaklanmalıdır. Taliban’ı cesaretini kırmanın en iyi yollarından biri Afgan köylerinde istihdam yaratmak, kaynak sağlamak suretiyle halkı toplumda söz sahibi haline getirmektir. Amerika’nın Bölgesel Yeniden Yapılanma Ekipleri aracılığıyla bu kapasitenin devam ettirilmesine yönelik çabaları ve sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmaları bugüne kadar başarılı oldu. Daha önemlisi halk tarafından memnunlukla karşılandı. Başkan Obama mart ayında ABD’nin Afganistan ve Pakistan stratejisini açıklarken konuşmasında “Güvenliği, fırsatları ve adaleti güçlendirmek için tarım uzmanlarına ve eğitimcilere; mühendislere ve avukatlara ihtiyacımız var. Bu şekilde Afgan hükümetinin kendi halkına hizmet etmesine ve uyuşturucu kaçakçılığının egemen olmadığı bir ekonomi geliştirmesine yardımcı olabiliriz” dedi. Bu açıdan ABD’nin yardım ve kaynakları ekonominin inşasında ve toplum üzerinde etkisi olan STÖ’lere ve Afgan girişimlerine hasretmesi gerekmektedir.
ABD, söz konusu girişimlerin sürdürülebilmesi ve gerçekçi bir çıkış stratejisi ortaya konabilmesi için Afgan askeri ve iç güvenlik güçlerinin eğitimiyle ilgili çabalarını artırmalıdır. Bu kuvvetlerin tehditlerle etkin şekilde mücadele edebilme yeteneğini kazanabilecek şekilde eğitilmeleri ve sayılarının önemli oranda artırılması beklenmektedir. Mevcut Afgan ordusu yalnızca 93,000 askerden oluşuyor. Dolayısıyla asker ve polis kapasitenin üç katına çıkarılması gereklidir. Afgan güvenlik birimlerinin oluşturulması zor, pahalı ve zaman istiyor ama yine de bunu yapmak kesinlikle şart. Bu olmadan ABD’nin kendisini Afganistan’daki savaştan kurtarabilmesi, El Kaide ve Taliban’ın çekirdeğini oluşturan militanların bir gün yeniden ortaya çıkmalarını, Amerika ile müttefiklerine ciddi tehditlerde bulunmalarını önleyecek noktaya gelip bölgeden kendini çekip çıkarabilmesi için ümit yok. İşte bu noktada Obama yönetiminin ve uluslararası ortaklarının, özellikle Avrupa Birliği’nin, gerekli fonları ve eğitmen kadroları sağlaması gerekmektedir.
Afgan ve Pakistan halkları sonu olmayan bir savaşın ülkelerini kasıp kavurmasını istemiyorlar. Afganlılar ve Pakistanlılar yüz binlerce Amerikan askerinin ülkelerini işgal etmesini de istemiyorlar. Bu halkların istediği askeri ve ekonomik yardım ama bu kesinlikle açık uçlu olmalı. ABD ve müttefikleri paranın doğru amaçlarla doğru yerlere harcandığını, bölgeye gönderilen birliklerin belli bir stratejisi olduğunu görmelidir. Başkan Obama’ya çeşitli kaynaklar ve askeri uzmanlardan kapsamlı tavsiyelerde bulunuluyor. Kararı ne olursa olsun mutlaka açıkça ve oyunu sona erdirecek şekilde tanımlanmış olmalıdır.